Foro Italico’ya gidip de plaj voleyboluna aşık olmamak mümkün değil! Kocaman bir spor kompleksi düşünün. İçinde olimpiyat standartlarında stadyum, tenis kortları, yüzme havuzu ve üniversite bulunuyor. Roma’daki bu kompleks aynı zamanda FIVB Plaj Voleybolu Dünya Turu için de kullanılabiliyor. Plaj voleyboluna ayrılan kısımda 10.000 seyirci kapasiteli bir merkez stadyum, 4 tane daha az seyirci kapasiteli maç kortları, 2 adet ısınma kortu, 5-6 adet amatör voleybol sahaları, birçok mağaza, kafe, restaurantlar, bar ve konser alanları, bunları çevreleyen geniş bir yeşil alan ve Roma’ya özgü heykeller var.
İlk kez 1997 yılında Los Angeles’ta düzenlenen FIVB Plaj Voleybolu Dünya Şampiyonası’nın 2011 yılı ev sahipliğini yapan bu büyük alanda seyirciler, oyuncular, antrenörler, maçların istatistiklerini tutanlar ve basın mensupları bir maçtan diğerine gidiyor ve bütün maçları yakından takip etmeye çalışıyorlar. Maçlarının saatini bekleyen oyuncular, farklı ülkelerin heyecan yaşayan taraftarları, maçlardan sonra sporculardan imza alıp, fotoğraf çektirmek için bekleyenler, toplu halde maç izlemeye gelen öğrenciler ortamı tam bir plaj voleybolu şölenine çeviriyor.
FIVB’nin, başarılı oyuncuları daha yakından tanıtmak ve onlarla daha rahat iletişime geçmek için tasarladığı yeni oluşumu ‘FIVB Heroes’un plaj voleybolu basın lansmanı da şampiyona içerisindeki yerini almış. İki önemli oyuncu Kerri Walsh ve Emanuel Rego’nun, merkez stadyumun hemen yanında konumlandırılmış beşer metrelik dev heykelleri, hem oyuncuların kendilerinin, hem biz basın mensuplarının, hem de şampiyonaya gelmiş plaj voleybolu severlerin fazlasıyla ilgisini çekiyor. İki kez dünya şampiyonluğu ve bir kez de olimpiyat şampiyonluğu sevinci yaşamış, Brezilya’da Plaj Voleybolu’nun ‘Pele’ si olarak da anılan Emanuel Rego’nun, FIVB Heroes’un basın toplantısında söylediği birkaç cümle ise dikkate değer:
‘1997 yılında oynadığım ilk Dünya Şampiyonası’nda sadece biz oyuncular vardık. Şimdi ise hemen hemen her ülkenin taraftarları da burada. Bu çok güzel bir gelişme. 17 yaşından beri plaj voleybolu oynuyorum ve şu an 38 yaşındayım. Her sene bu spor için oldukça fazla emek harcadım. Partnerim Alison ise henüz 25 yaşında fakat oldukça enerjik. Şampiyonluk için mücadele ediyoruz. Dünyada hiç kimse plaj voleybolunu benim sevdiğimden daha fazla sevemez. O benim küçük çocuğum.’
Gerçekten de hem Emanuel Rego, hem de Kerri Walsh, başarılı ve profesyonel birer sporcu oldukları kadar saha dışında da çok sıcak ve samimiler. Plaj voleyboluna olan tutkuları hemen hissediliyor. Emanuel Rego ile ‘FIVB Heroes’ basın toplantısının hemen sonrasında kısa bir röportaj yapma imkanım oldu. Kendisine Türkiye ve plaj voleybolu hakkında birkaç soru yönelttim. İlerleyen günlerde bu röportajı da Voleybolunsesi’nde yayınlama fırsatım olacak.
Maçlara gelicek olursak Emanuel’in de söylediği gibi, birçok ülkenin var olan taraftarlarının sayıları finallere yaklaştıkça iyice arttı. Organizasyon da, merkez stadyumda maçlarını oynayan ülkelere özgü şarkılar çalarak zaten son derece motive oyuncuların yanına taraftarları da ekledi. Birçok spor dalında olduğu gibi Brezilyalı taraftarlar yine neşeli ve eğlenceli tavırlarıyla baş rolde idiler. Oyuncuları da onlara erkeklerde üç, bayanlarda ise 2 takımlarını çeyrek finale taşıyarak karşılık verdiler.
Hayal kırıklığı erkeklerde Amerikan takımlarından geldi. 4 takımla başladıkları şampiyonanın çeyrek finaline hiçbiri ulaşamadı. Şampiyonluğun güçlü adaylarından Amerikalı Phil Dalhausser-Todd Rogers ikilisi çeyrek finale kalma mücadelesinde 2009’un Dünya şampiyonları Alman Julius Brink-Jonas Reckermann ikilisine takılarak erken veda etti. Tabii bu vedada Phil Dalhausser’ın şampiyona boyunca devam eden sol ayak bileğindeki sakatlığın da etkisi büyüktü. Bu maçtan sonra Todd Rogers hemen soyunma odasına gitmiş, saha içinde kalan Phil’in yüzünü ise hüzünlü bir ifade almıştı. Bana da deklanşöre basmak kaldı:
Roma’ya erkeklerde son Dünya şampiyonu ünvanı ile gelen Alman ikili özellikle Julius Brink’in etkili servisleri ile birçok takımın manşetini bozmayı başardı. Hemen akabinde gerçekleştirdikleri yüzlerce kez çalışılmış hissini veren hızlı hücumlar ve Reckermann’ın blokları ile yarı finale kadar mağlubiyet yüzü görmediler. Yarı finalde Brezilyalı Emanuel Rego-Alison Cerutti ikilisine yenildikten sonra ise bronz madalya mücadelesinde karşılarında Letonyalıların final four’a armağan ettikleri sürpriz bir takım vardı. TVF Plaj Voleybolu Ligi 2010-2011 sezonunda ülkemizde Halkbank forması giymiş Martins Plavins ve partneri Janis Smedins. Çekişmeli geçen mücadelenin tie-break setini daha iyi oynayan Alman ikili, Letonyalıların bir sürprize daha imza atmalarına izin vermeyerek bronz madalyanın sahibi oldular. Maçtan sonra hakem masasının yanında karşılaştığım Martins’le aramızda ufak bir sohbet geçti. Kendisini başarılı bir şampiyona geçirdiklerinden dolayı tebrik ettim. O da eliyle işaret ederek, ‘Podyuma çok az birşey kalmıştı, önde götürürken kaybettiğimiz ilk seti alsaydık belki de şu an 3.lük kürsüsünde biz olacaktık.’ dedi.
Artık bayanlarda beklenen finalin zamanı gelmişti. Bir tarafta üç Dünya ve iki Olimpiyat şampiyonlukları bulunan Amerikalı Kerri Walsh ve Misty-May Treanor, diğer tarafta ise Amerikalı ikilinin yokluğunda iki senedir FIVB’de rekorları alt üst ederek sezon şampiyonlukları yaşamış ama henüz Dünya şampiyonluğu bulunmayan Brezilyalı Juliana Felisberta Silva-Larissa Franca ikilisi. Tie-break kaçınılmazdı. Farklı skorlarla biten ilk iki setin ardından son sette başa baş bir mücadele oldu. Amerikalı ikili setin sonunda maç sayısı atmasına rağmen, Juliana’nın bloğu ile geri dönen Brezilyalı ikili, seti kazanarak ilk Dünya şampiyonluklarına ulaştı. Maçtan sonra Juliana ve Larissa’nın sevinci görülmeye değerdi. Amerikalıların cephesinde ise dördüncü kez Dünya şampiyonu olmanın eşiğinden dönmenin verdiği hüzün hakimdi. Kerri Walsh, şampiyona boyunca her maçtan sonra yaptığı gibi, saha çevresinde çalışan tüm gönüllüleri yine tek tek dolaşarak onlara teşekkür etti. Sonra da plaj voleyboluna ara verdiği 2009 ve 2010 yıllarında dünyaya getirdiği iki çocugunun ve eşinin bulunduğu tribüne yöneldi. Bu kez ikincilik kürsüsündeydi.
Erkekler finali ise bayanların aksine beklendiği kadar çekişmeli geçmedi. Yine de yıllarca beraber birçok başarılara imza atmış Brezilyalı Emanuel Rego ve Ricardo Santos’un şampiyonluk maçında birbirlerine rakip olmaları manidardı. Maç boyunca daha iyi ritm yakalayan Emanuel Rego-Alison Cerutti ikilisi, Ricardo Santos-Marcio Araujo karşısında iki seti de kazanarak Dünya şampiyonluğunu ilan etti. Son sayıdan sonra Emanuel ve Alison koşarak stadyumda bulunan yüksek bir platforma çıktılar. İlk kutlamalarını burada yaptılar. Alison 2009’da finalde kaybettiği şampiyonluğa bu kez ulaşmanın sevincini yaşarken, Emanuel bu mutluluğu 3. kez yaşıyordu.
SWATCH FIVB World Championships 2011 - Roma / Tüm fotoğraflarım için: